1 Ekim 2016 Cumartesi

Senden Sonra Ben - Okuduğum Kitaplar

    Senden Sonra Ben, Senden Önce Ben kitabının devamı niteliğinde olduğu için söyleyeceğim her şey ilk kitabın spoilerı niteliğindedir..

   Senden Önce Ben, sonu kötü bittiği halde okumak istediğin nadir kitaplardan biriydi. Ama sonun öylece mutsuz ve Will'in gidişiyle noktalanmasına için razı olmadı. Kısa zamanda filmi de izleyip acıma acı kattıktan sonra 2.kitabı da aldım ve hemen okumaya başladım.

Hikâyelerin mutlu sonla bitmesi için yola devam etmek gerekir...

   Louisa'nın Will'i unutmasını ve yoluna devam etmesini çok istiyordum. Özellikle Will'in yaptığı seçimi bir türlü onaylayamıyor olmam git gide Louisa'nın haksızlığa uğradığını düşündürüyordu bana. İlk kitapta Will bıraktığı mektupta Louisa için bazı adımlar işaret etmişti. Ona bir miktar para bırakmış, hiç adımını atmadığı dış dünyayla Pariste  bir  kafede okuyacağı mektup ve bir kaç adım ötedeki parfüm dükkanının kokularıyla tanışacağını düşünmüştü sanırım. Ama ölümüyle insanları putlaştıran zihinlerimiz bu noktada Will'e inanarak yanılmış olabilir miyiz?

Beni o kadar da sık düşünme.Sadece iyi yaşa. Sadece yaşa... Sevgiyle, Will.
Louisa Clark ve Will Traynor birlikte altı ay geçirmiştir. Koca bir yılın yarısı... Ve bu altı ay çok şeyi değiştirmiştir. Lou artık kendi hayallerinden korkan o kasabalı kız değildir fakat hayatı Will'in istediği gibi cesurca yaşamayı da başaramıyordur. Sevdiklerini kaybeden insanların yollarına nasıl devam ettiklerini bilmiyordur çünkü Will'in olmadığı bir dünya onun için hâlâ katlanılması zor bir yerdir. Boş bir apartman dairesinde yaşıyor, havaalanında korkunç bir işte çalışıyordur. Yaşasa da onun için hayat diye bir şey yoktur, ta ki karşısına onu Will'e götüren, kimsenin haberinin olmadığı bir bağlantı çıkana dek..

Spoiler Uyarısı!

    Will'in Louisaya ciddi bir miktar para bırakmış olması benim içimde o parayı değerlendirip Üniversitede istediği bölümü okuyacağı, tasarımcı olup herşeyi yoluna sokacağına dair bir inanç oluşturdu. Ama Louisa'nın, geleceğe dair bir inancı kalmadığı için peri masalı yazacak halde değildi. Bu yüzden başta havalimanı barındaki işini yadırgasamda belki de birşeylerin "mutlu son" ile bitmesi için mükemmel bir işe gerek yoktur diye düşündüm. 
    Kitabın her köşesinde beklentileri kırma gibi bir özelliği var. Bunu çok sevdim. Sam ve Jake hakkında kafamda oluşan beklenti de aynen bu şekilde kırıldı. Bundan söz etmek gerekirse, sanırım sırf Jake'i bir grup destek terapisinde tanıdığımız için şizofrenliği ona yakıştırdım. Bu şekilde Sam'i masum çıkarıp Lou ile mutlu bir hayat sürdürebilirdik. Ama işler çok daha tuhaf yürüdü. 6.his filminin sonuna gelince başa sarıp "psikologun çocuk dışında kimseyle konuşmamış olduğunu nasıl anlamam inanmıyorum" diye şoktan şoka girdiğim gibi, burada da Sam ve Lou'nun tanışmasına geri sardım :)
     Lily de aynı şekilde beklentilerin çok ötesinde bir sorunla çıktı karşımıza. Lily Lou'nun kapısına ilk geldiği andan itibaren çocuk yetiştirme ve çağımızın gençlik sorunları üzerine kafa patlatmaya başladım. Lily ye de çokça kızsam da içten içe ona acımakla geçti tüm kitap. Belki de Will'den geriye kalan herşey bu kadar kutsallaştırılmışken Lily gibi bir baş belasının çıka gelmesi Lou'nun Onu unutmasında faydalı olmuştur...

    Her iki kitap da okunmaya değerdi. Jojo Moyes artık sevdiğim roman yazarları listemde üst sıralarda yer alıyor. Umarım bu kitabın da filmi çekilir...


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder