1 Eylül 2016 Perşembe

Senden Önce Ben - Okuduğum Kitaplar

   Son birkaç günde şirin bir tatil yapma imkanım oldu. Benim yaşlarımda birçok genç tatil deyince skuba dalışları yapmayı, bir yerlerden atlamayı içeren aktiviteleri veya çılgınlar gibi bronzlaşıp bir sürü kokteyl içmeyi düşünebilir. Ama ben çocukların girmesinin yasak olduğu "Relax Havuz"da yaş ortalaması 60 olan turistlerle birlikte tüm gün kitap okumayı tercih ettim. Bu zamanda zaten tüm hayatımız kaos içinde geçerken ben daha iyi bir tatil hayal edemezdim..


   Jojo Moyes'in "Senden Önce Ben" isimli kitabı şuan ülkemizde olduğu kadar yurtdışında da popülermiş. Bir Alman ve bir Rus turistte de aynı kitaptan görmüştüm hatta. Bu kadar tutulmasına şaşırmamak gerek çünkü gerçekten farklı bir öyküsü var. Çok sürükleyici olduğu da kesin, kitabın devamında olabilecek hiç birşeyi doğru tahmin etme imkanı bulamadım.
   Ana karakterimiz Louisa, İngiltere'nin küçük ve turistik bir kasabasında son derece sınırlı bir yaşam alanına sahip ve bundan son derece memnun bir kız. William'ın hayatı ise çok daha büyük sıkıntılarla dolu. Kitabın başında anlatıldığı üzere Will macera tutkusu, adrenalin bağımlısı bir iş adamı. Kendini bol bol tehlikenin içine soktuğu halde hiç bir yara almadan herşeyi başarmış biri ve günün birinde kendisinin ihtiyatlı davranmasına rağmen bir başkasının suçu sebebiyle bir trafik kazası geçiriyor. Hayatının bu kısmı ise felçli bir hastanın fiziksel engellerden öte ağır psikolojik sorunlar da yaşadığını gösteriyor.



   Kitap yalnızca bir engellinin aşkını değil, kendi sınırlarının ötesine geçmeye hiç istekli olmayan Louisa'nın Will sayesinde yaşadığı değişimleri de anlatıyor. Durgun ve acıklı bir aşk roman okumak istiyorsanız bu kitabı tavsiye etmem. Tüm beklentilerinizi yıkacak, cıvıl cıvıl bir kızın öyküsünü ve Christy Brown taklidi yapan bir engellinin hayatını okumak isterseniz bu kitap tam size göre :)

    SPOİLER

 Lütfen bu kısmı kitabı okumadıysanız ve okumayı düşünüyorsanız geçiniz...
Ben hala Clark'ın Marquis dönüşü girdiği psikolojideyim. Will'i kendi adıma affetmiş değilim. Sırf özgül iradsiyle bir karar vermek için intihar etmesi bana anlamlı gelmiyor. Çektiği tüm acıları yaşadığı sıkıntıyı ve tüm bunların psikolojik boyutunu tabii ki anlayamıyorum. Ama yine de onu affedebileceğimi sanmıyorum. (Zaten bana affet diyen de olmadı, hem bana n'oluyorsa :))
    Yukarıda da bahsettiğim gibi Will'in Louisayla ilk karşılaşmasında yaptığı taklide çok güldüm. Yan şezlongtaki 60 yaşındaki slip mayolu Alman bey amca delirdiğimi falan sanmış olmalı ki bir sonraki gün benden çok daha uzakta bir şezlonga geçtiler :)
   Şimdi hemen bu kitabın film versiyonunu da izlemeyi düşünüyorum. Umarım "Kocan Kadar Konuş" da yaşadığım kitaptaki doğallığın ölümüne yapmacık bir hal aldığı tarzda bir filmle karşılaşmam...

   Bu kitabın devamı olan "Senden Sonra Ben" i de kısa sürede okuyup yorumlarımı paylaşacağım..
Takipte kalın :)

2 yorum :

  1. çok reklamı olan kitaplara ön yargı ile yaklaşsam da , bu kitabı sevdim. devam kitabını bende okumayı düşünüyorum.
    bu arada blogunuzu yeni keşfettim ve bende beklerim. sevgiler...
    www.soslubadem.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
  2. Filmini de izlemenizi tavsiye ederim :) özellikle altyazıyla izleyince epey başarılı buldum..

    YanıtlaSil